Rasyonel yada rasyonellik, akılcılık ya da usçuluk anlamında felsefi terim ve önermedir. Rasyonalizm, rasyonelliği merkez alan bir felsefe öğretisidir. Buna göre, hem gerçekliğin hem de doğruluğun ölçütü rasyonalitede yani ustadır.
Akılcılık, rasyonel olmanın niteliği ya da halidir. Yani, akla dayalı ya da akla uygunluk anlamında da kullanılabilir. Akılcılık, kişinin inançlarının kişinin inanma nedenleriyle ve kişinin harekete geçme nedenleriyle yaptığı eylemlerle uyumlu olduğunu ima eder. “Akılcılık” felsefesinde farklı uzmanlıklara sahiptir. Örnek olarak ekonomi, sosyoloji, psikoloji, evrimsel biyoloji, oyun teorisi ve siyaset bilimi verilebilir.
Hangi davranışın en rasyonel olduğunu belirlemek için, kişinin birkaç önemli varsayım yapması ve ayrıca sorunun mantıksal bir formülüne ihtiyacı vardır. Amaç veya problem bir karar vermeyi gerektirdiğinde, mevcut olan tüm bilgilerin rasyonellik faktörleridir. Toplu olarak, formülasyon ve arka plan varsayımları rasyonalitenin uygulandığı modeldir.
Rasyonalite akrabadır: Bir kişinin kendini en iyi şekilde yararlandırdığı bir modeli kabul ederse, o zaman bencillik, bencil olma ile özdeş olan davranışlarla eşitlenir; eğer gruptan yarar sağlayan bir model kabul edilirse, o zaman tamamen bencil davranış irrasyonel olarak kabul edilir. Bu nedenle, problemin nasıl çerçevelenip formüle edildiğini açıklayan arka plan modeli varsayımlarını belirtmeden rasyonaliteyi öne sürmek anlamsızdır.
İlk olarak rasyonellik, önsel bilginin kesin güvenilirliği üstüne kurulmuş bir eğilimdir. Bu felsefi öğretinin dayandığı epistemolojiye göre bilgi, temelden ya da yalnızca akıldan gelir. Hem bilginin hem de yaşamın kurucu ilkesi akıl olmalıdır, der bu yaklaşım.
Duyusal deneyimi ikincil kılar ve dahası önemsizleştirir. Deneyciliğe (ampirizm) karşı, gerçek bilginin deney-dışı bir yapıya sahip olduğunu ve akla dayandığını ileri sürer. Tümdengelimli düşünce yöntemine dayanır.
René Descartes, Leibniz, Spinoza ve Kant gibi düşünürlerde görülen genel yaklaşım biçimi rasyonellik olarak ifade edilebilir. Aydınlanma çağının temelinde rasyonellik fikri, yani her şeyin akıl ile değerlendirilmesi, temellendirilmesi ve düzenlenmesi fikri egemendir.