Niğde UMKE Afet İl Sorumlusu Alpay Ayan, gazetecilere yaptığı açıklamada, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli depremin ardından saat 05.00’te 3 ekibin bu kente, bir ekibin de Hatay’a gittiğini söyledi.
Kahramanmaraş ekibinin saat 10.30 gibi kente ulaştığını belirten Ayan, şunları kaydetti:
“Bölgeye giren ilk ekip biz olduğumuz için işin büyük yükünü biz çektik. Kahramanmaraş ekibimizden bir bölümü enkaz alanlarına da girdi. Bir bölümü sahra çadırları kurmaya başladı. Kurtarılan hastaların tedavisine devam edilmesi gerekiyordu. Oradaki bütün hastaneler zarar gördüğü, etrafta sağlam bina olmadığı için hastanelere alamadık. Hatay’a giden ekibimizdeki mobil jeneratör aracımız bölgeye elektrik dağıtımı yaptı. Enkazda çalışan arkadaşlarımız yaklaşık 80 canlı vakaya ulaştı.”
Kahramanmaraş’ta görev yapan acil tıp uzmanı Doç. Dr. Turgut Dolanbay, Şekeroba Mahallesi’nde 3 vatandaşı canlı çıkardıklarını belirterek, “Medikal kurtarma ekibi olduğumuz için hiltimiz, demir kesme makaslarımız yok. Vatandaşlardan temin ettiğimiz birkaç çekiçle kurtardık. Silahlı kuvvetlerimiz, Mehmetçiğimiz, JAK timlerimiz, UMKE, diğer sivil toplum kuruluşları gelmişlerdi. Farklı şekilde algı operasyonları yapılıyor. Bunlara çok kulak asmayalım, biz oradaydık, gördük. Mehmetçik yanımızdaydı, özveriyle çalıştı.” ifadelerini kullandı.
Niğde 112 Acil Çağrı Merkezi’nde görevli Deniz Öztürk ise Şekeroba Mahallesi’nde iki katlı bir binadan baba ve kızını çıkardıktan sonra Gülşen isimli bir kadını çıkarmaya çalışırken enkaz altında ikinci depreme yakalandıklarını söyledi.
Kadının ciddi kırıkları olduğunu ve serum takviyesi yaptıklarını anlatan Öztürk, “İkinci depremdeki sarsıntıdan sonra üstündeki baskı iyice arttığından kurtaramadık. İkinci depremi yaşadıktan sonra bizde fobi gelişmeye başladı. Hala psikolojik travma yaşıyoruz.” dedi.
UMKE gönüllüsü acil tıp teknisyeni Tuğba Özdemir, Kahramanmaraş’ta 6. günde 3 kişilik aileyi kurtardıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“11 yaşında kız ile anne ve babası yüksekten bir arabanın yanına düşmüş. İlk önce kızı çıkarttık, adı Nehir’di. Bu vakayı hiç unutamıyorum. 6. günde ‘Artık kimse sağ çıkmaz’ dediğim yerden Nehir çıktı. Hiç yarası yoktu ve Nehir o kadar bilinçli ve sağlıklıydı ki biz çok heyecanlıydık, afallıyorduk, o bizi sakinleştiriyordu. ‘Tamam abla, sakin olun. Ben sizin hepinize çok teşekkür ediyorum. Hepinizi öpmek istiyorum’ diyordu.”