Dr. Mustafa Aykut’a göre, giderken karşılaşılan pek çok sorun var bu sorunlar gecikmeye neden olabiliyor o sorunlardan biri yolların da tahrip olması.
İkinci bir unsur da enerji. Bunlar elektrik olmadan çalışmayan elektronik elektromekanik cihazlar. 3 bin 447 tane jeneratör gönderildi bu jeneratörlerin de dizele ihtiyacı var. Benzin istasyonları kapalıydı, depolardaki yakıtlar çok çabuk tüketilmişti.
“ULUSAL DOLAŞIM” SİSTEMİ ÇÖZÜM OLUR MU?
Doğal afetlere karşı önemli bir eleştiri de “ulusal dolaşım” sisteminin kullanılmaması oldu.
Bu sistem olağanüstü hallerde GSM operatörlerinin ortak altyapıyı kullanmasını sağlıyor.
Dr. Mustafa Aykut, “Ulusal dolaşım zaten karmaşık olan sistemleri daha da karmaşık hale getiren bir şey. Neden? Çünkü operatörler ürünlerini farklı üreticilerden alıyor ve bir araya getiriyor. Bunları yönetmek ve kime ne kadar kullandıracağınızı anlık olarak tepsit etmek çok zor. Hem maliyeti hem karmaşıklığı farklı sorunlar çıkaracaktır.” şeklinde konuştu.
6 Şubat depremlerinde telefonların çekmemesi “İstanbul depreminde benzer bir tablo mu yaşanır?” sorusunu doğurdu.
Operatörlerin bu konudaki çalışmaları eskisinden daha çok araştırılıyor.
“YENİ TEKNOLOJİLER KULLANILMALI”
Uzmanlar yeni teknolojilerin kullanılması gerektiğini söylüyor.
Bunlardan en çok dikkat çeken Japonların geliştirdiği HAPs (Yüksek Rakımlı Platform İstasyon) teknolojisi.
Fütüristler Derneği İstişare Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Aykut bu teknolojiyi ise şöyle anlattı:
“İHA’lara baz istasyonları takılarak daha uzun süre havada kalacak sistemler geliştiriliyor fakat ondan daha önemlisi belki de henüz araştırma aşamasında. Özellikle Japonlar bunun üzerinde duruyolar ve 2024 yılında devreye alınabileceğini söylüyolar. Yüksek irtifaya kurulan platform.
Bunlar enerjilerini güneşten alıyolar. Yüksek irtifada bir balon gibi değil bir insansız hava aracı gibi değil daha da yükseğe çıkarak uzun kanatları var. 78 metreye kadar geliyor. İki ay hareket etmeden hava durabileceği söyleniyor.”