Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, baharatta çıktığı iddia edilen kanserojen maddeye ilişkin “Firmaya ait Mayıs ve Temmuz aylarında sumakla ilgili ürünlerinde bahse konu kimyasallar olduğu için tespit ediliyor ve savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor. Yargıya intikal etmiş durumlar var. Bizim ülkemizden bu ürünün ihracatı söz konusu değil” dedi.
Bakan Kirişci gündeme ilişkin önemli sorulara yanıt verdi. Bakan Kirişci’nin açıklamaları şöyle:
“ÇOK TALİHSİZ BİR İFADE”
(Ekmek tartışmaları) Çok talihsiz bir ifade. Ekmekten nasiplenmeyen kişi sıfatını alır yakın zamanda. Gelişmekte olan ülkelerde en çok tüketilen ürün. Rusya savaşında da koridorun adı Tahıl Koridoru. Ekmeğin ne kadar vazgeçilmez olduğunu gösteriyor. Ekmekte özellikle fiyatla ilgili vatandaşlarımız bunu tüketmekte yavaşlama olmasın diye, un regülasyonu adı altında 2950 lira ton başına destek uyguluyoruz. Vatandaşın ekmeğe erişiminde en ufak bir tereddüt yaşanmasın istiyoruz.
“TÜRKİYE VAZGEÇİLMEZ ÜLKE”
Türkiye ne kadar vazgeçilmez ülke olduğunu gösterdi. Bugün 432 gemi 10.1 milyon ton tahıl başta olmak üzere gıda ürünlerini bu koridordan geçirdi. 6 milyon tonluk kısmını AB ülkeleri alıyor. Asya yüzde 21,4, Afrika için biraz daha düşük. Sayın Putin’in bedelsiz ücretsiz buğday vereceğiz ifadesinden sonra biz de devamında bu ülkelere, bunu sadece buğday olarak değil, makarna, bulgur olarak ihtiyaç formatlarında ürünleri onlara vermiş olacağız.
“KENDİ ARZ GÜVENLİĞİMİZİ SAĞLAMAMIZ GEREKİYOR”
Nüfusu sürekli artan bir Türkiye var. İktidara geldiğimizde 65 milyondu, 85 milyona geldi. Turist sayısı 10-15 milyondu, 50 milyona çıktı. Bir taraftan da ihracatımız var. Biz kendi arz güvenliğimizi sağlamamız gerekiyor. Toprak zengini ülke değiliz. Kazakistan’a gidelim 39 milyon nüfusu var, 4 katımızdan fazla alanları var. Onların da ihtiyacı olan üretimle ilgili bizim sahip olduklarımıza erişim güçlükleri var. Karşılıklı kazanma politikası uygulayalım. O ülkelerin de ihtiyaçlarını karşılayalım. Toprak var, su var ama üretimleri yok. Sudan tarafının taahhüdü olmuş, 12500 hektarlık alan pilot uygulama için kullanılacak sonra daha geniş alanda esas üretim yapılacak diye taahhüt olmuş. Sudan’da iç karışıklık nedeniyle rejim konusunda sıkıntı yaşandı ve askıya alındı. Müteahhitlik hizmetlerinde Çin’le yarışır hale geldik. Bizim kendi üreticilerimiz farklı ülkelerde örnek olsun diye söylüyorum, ülkeler masası oluşturduk. Onun altında bu ülkeleri takip eden masalar oluşturuldu. Venezuela. Turkish Land diye yazdıkları coğrafya var. Biz hem onların hem de bizim için üretim. Kamu olarak görevimiz girişimci kardeşlerimize, “Sizin için alanlar açtık, ülkelerin kuralları bunlardır” diyeceğiz. Bunu dünyada yapan tek biz değiliz. 41 ülke var.
“İSTANBUL’UN 4 AYLIK SUYU VAR”
İstanbul için hiçbir yağış olmasa 4 aylık suyumuz var. Ankara için 8 aylık rezervlerimiz var. Yeraltı depolarıyla ilgili olarak şu ana kadar 102 adet yeraltı depolamaları sayesinde 70 milyon metreküp suyu tutabilir hale geldik. 22 milyon metreküplük de içme suyu rezervimiz oluşuyor. Yapılan çalışmalar, stratejiler var. Aralık ayında tarımsal kuraklıkla mücadele eylem planını açıklayacağız. Son 20 yılda yapılan barajlarla 47 milyar metreküp su rezervlerine kazandırılmış toplam su rezervi 180 milyar metreküp olmuştur. Muazzam bir rakam. Sadece 3’te1’i 20 yılda yapıldı. Türkiye’nin en yüksek gövde yüksekliği olan Yusufeli Barajı var. 56 kilometre bu barajın yapımı için yapılmış tüneller var. TARSİM’le kuraklık yaşayan çiftçilere sigorta devreye girip, hasarı karşılamış oluyor.
ORMAN YANGINLARI
Geçtiğimiz yıl afet düzeyinde yangın sürecinde kaybettiği orman alanları var. Biz özellikle bu sezonun başında çok önemli uygulamaları hayata geçirdik. 10 tanesi gece de kullanılabilir özelliği olan helikopterler, toplam 55 tane. 20 uçağımız var. 8 tane İHA’mız var. Yapay zeka kullanıyoruz. 776 tane kulemiz var. Akıllı kule. Yangın gördüyse analiz edip ilgili yere alarm olarak gönderen sistemlerimiz var. Bizim insan kaynaklarımız noktasında da 25 bin çalışanımız var. 462 kişiden oluşan ORKUT adı verilen timimiz var, özel eğitimliler. Yeşil Vatan isimli ekranla tüm vatandaşların görebileceği bir ekran var. Ağaçlandırma ne kadar, ne kadar yangın oldu, kaç atış yapıldı, ne kadarlık su alındı, kaç sorti yapıldı. Orada tüm bilgiler var. Yanan alanlar kesinlikle tarımsal olarak kullanılamaz.
İSTANBUL BOĞAZI’NDA BALIK AVCILIĞI
1380 sayılı su ürünleri avcılığıyla ilgili kanunumuz var. Bu kanunun hepimizi bağlayan hükümleri var. Marmara Denizi’miz hasarlı bir ekosisteme sahip. Çok dikkat etmemiz gereken bir deniz. İstanbul ve Çanakkale Boğazı 20 yıldan beri şu anda ticari su ürünleri avcılığına kapalı olan bölge. Buradaki balıkların Karadeniz’e çıkışına ya da boğazdan geçip Marmara’ya girmesine izin vermemiz gerekiyor. O balıkların o coğrafyaya eriştikten sonra daha iyi geliştiklerini görüyoruz. Tarımın zaten kendisi net ihracatçıyız. 19 yılda ihracat fazlası elde edilen miktar 87 milyar dolardır. Hem kendi vatandaşı için üreten hem de dışarıdakiler için üreten ülkeyiz. Bunun içinde bizim su ürünleri ihracatımız 2021 yılında 1.4 milyar Dolar. 200 milyon dolarlık da ithalatımız var. Bizim şu anki teknelerimiz Avrupa’da lider konumunda diyebilirim. Balıkçılarımızın avlanmalarına yasak getirmiyoruz. Atlantik’ten Hint Okyanusu’na kadar avlanma yapmalarını sağlıyoruz. Su ürünleri için 2023 için hedefimiz 2 milyar dolar. Ulaştırma Bakanlığımız yaptığı açıklamayı geri çekti. Bizim bakanlığımızda olan bir husus.
ATIL TARIM ARAZİLERİ
6 milyon 600 bin dekarlık bizim atıl olan arazimiz var. Bu Tarım arazilerinin kullanılmayan bir kısmı nadasla ilgilidir. Nadastan kaynaklı olarak veya kırsalı terk edip kente göçenler var. İlgisiz kalmış tarım arazileri var. İşletme sahibi tarla yakınındaysa ekeceği tohumun yüzde 75’ini biz veriyoruz, işletme sadece yüzde 25’ini veriyor. Ekilmeyen alanlarla ilgili eğer 2 yıldan fazla orası boş kalmaya devam ederse sahiplerine “Siz 2 yıldır ekmiyorsunuz, biz burada size kira bedeli ödeyeceğiz, üretim yapması için portföye üretim yaptıracağız” diyeceğiz.