27.04.2023 09:37 Son Güncelleme:
Haber Kaynağı: BBC Türkçe
Bu sırada diğer Avrupa ülkeleri vatandaşlarını güvenli şekilde Sudan’dan tahliye etmeye çalışıyordu. Almanya da diğer Avrupa ülkeleri gibi, Hartum’un kuzeyindeki bir havaalanını kullanmayı planlıyordu.
Ancak üst düzey Alman siyasi kaynaklar, “İngiltere’nin daha önce duyurulmamış askeri varlığının” Sudan ordusunu öfkelendirdiğini ve tahliye için havaalanına giriş izni verilmediğini söyledi.
Bu kaynaklardan birine göre İngiltere, askerlerinin Sudan’a izinsiz inişi sonrası, askerler ülkeden ayrılmadan önce Sudan ordusuna ödeme yapmak zorunda kaldı. Havaalanının kullanılmasına yönelik müzakereler nedeniyle, Almanya çok kritik bir zamanda “en az yarım gün” kaybetti.
İNGİLTERE İDDİALARI YALANLADI
İngiltere Savunma Bakanlığı ise tahliyelerin gecikmesinde sorumluluğu olduğuna yönelik iddiaları yalanladı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, “İngiltere’nin hafta sonu büyükelçilik personelini Sudan’dan tahliye etme çabalarının, Almanya’nın tahliye planlarını yavaşlattığı iddiası doğru değil. Bu tür karmaşık koşullarda faaliyet göstermenin her zaman zorlukları olacaktır ancak bu hafta boyunca hava sahasına erişimi kolaylaştıran Fransız, Amerikalı ve özellikle Alman ortaklarımızla son derece yakın çalıştık ve elbette Sudan Silahlı Kuvvetlerine minnettarız” denildi.
Almanya, Sudan’daki tahliye operasyonunu tamamladı. 700’den fazla kişi 6 uçakla tahliye edildi. Bu kişilerin 200 kadarı Almanya’nın, diğerleri ise İngiltere dahil 30 ülkenin vatandaşları.
Hartum’un kuzeyindeki havaalanını şimdi İngiltere, tahliye operasyonları için kullanıyor.
İngiltere, Hartum Büyükelçiliği’nde çalışanları Cumartesi tahliye etmiş, Almanya ise tahliye uçuşlarına Pazar günü başlayabilmişti.
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius’a bunun nedeni sorulduğunda, Alman bakanın yanıtı, “Bunu diplomatik olarak nasıl ifade etmeliyim? Sudanlıların şart koştuğunu görmezden geldiler” oldu.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da, İngiltere’nin adını vermeden, kurtarma faaliyetlerinde vatandaşları yerine diplomatik personele odaklandığını iddia ettiği ülkeleri eleştirdi.
Baerbock, “Bizim tahliye operasyonumuzun, diğer ülkelerden farklı olarak, sadece diplomatik personelimizi değil, tüm Almanları ve partnerlerini içermesi bizim için önemliydi” dedi.