15.04.2023 00:42
Haber Kaynağı: Hürriyet
Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’nin ABD’den F-16 alım sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Sözcü Kalın açıklamasında, “Onay sürecine doğru gidiyoruz. Finlandiya alındıktan sonra o süreç daha da hızlandı.” ifadelerine yer verdi.
Katıldığı bir televizyon programında açıklamalarda bulunan Sözcü Kalın şu ifadelere yer verdi:
İstanbul depremi hükümet için son derece öncelikli. Bakanlığın çalışmasıyla İstanbul’un çok detaylı deprem haritasını çıkartmış durumdayız. Sokak sokak bakanlık çalışma yaptı. Dolmabahçe’de yapılan Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Toplantısı’nda bizim bir tek sorumuz vardı: Bir sonraki afeti önlemek için ne yapmalıyız? Deprem değil, bina insanı öldürür. Deprem riski olan bölgede yaşıyorsanız yapılacak şey dayanıklı bir yapı stoğu oluşturmaktır. İstanbul’la ilgili özel çalışma yapılacak. Toplantıdan sonra bakanımız 2 önemli toplantı yaptı. 11 tane ihtisas kurulu oluşturuldu. 99 öncesi ve sonrası yapı stoku detaylı bir şekilde toplanıyor. Toplantı yapıldığında 80’e yakın bilim insanı katıldı. Biz 7 buçuk saat boyunca onları dinledik, konuyla ilgili ne kadar paydaş varsa hepsi oradaydı.
“TOKİ ÇOK İYİ BİR SINAV VERDİ”
Burada vatandaşımızın da bu konuyu öncelikli bir mesele olarak görmesinde fayda var. Vatandaşın burada talep eden kişi konumunda olması lazım ki bu işi birlikte rahat rahat götürelim. Vatandaşın elini kolaylaştıracak bir formül üzerinde çalışılıyor. Ekonomik anlamda dönüşümü yapacak vatandaşlarımızı rahatlatacak çalışmalar yapılıyor. Vatandaşımızın elini kolaylaştıracak formül üzerinde çalışıyor. 1 hafta-10 gün içerisinde belli olacak. Deprem bölgesinde TOKİ’nin yaptığı evler sapasağlam ayakta duruyor. TOKİ çok iyi bir sınav verdi. Deprem gelmeden mutlaka dönüşümü yapmalıyız. Bu konuda hükümetin, bakanlığımızın programı belli. İstanbul’a yönelik detaylı bir çalışma yapılıyor. Yakında bunun duyurusunu yapacağız. Önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde bu dönüşümü gerçekleştirme imkanına sahibiz.
“ANLAŞAMADIĞIMIZ YERDE DE KENDİ İNANDIĞIMIZ, BİLDİĞİMİZ POLİTİKAYI UYGULARIZ”
Mısır’da bir askeri darbe oldu, bunun yarattığı büyük bir travma oldu. Bu bir iklim oluşturuyor ve o iklim içerisinde tepkiler veriyorsunuz. Burada temel ilke, kendi milli menfaatlerinizi korumaktır. İlkesel olarak kavga etmemeliyiz fakat coğrafyanın bize getirdiği, tarihin bize yüklediği birtakım yükler var. O sorunları çözmeden ileriye dönük adım atamıyorsunuz. Birinci ilkemiz müttefiklerimizin bu konuda Türkiye’nin yanında durması. NATO bir güvenlik ittifakı, son 10 yıldır devam eden yoğun çabalarımızdan sonra NATO’nun öncelikli tehditlerinden bir tanesinin terörle mücadele olduğunu NATO müktesebatına dahil ettirdik. Bu dönemde hiç kimseden icazet almadan, İstihbarat Başkanlığı’mızın, Milli Savunma Bakanlığı’mızın, Dışişleri Bakanlığı’mızın, İçişleri’mizin bütün ilgili birimlerinin yaptığı değerlendirme sonucunda harekete geçer vururuz, daha önce yaptık. Anlaşabildiğimiz yerde anlaşırız, anlaşamadığımız yerde de kendi inandığımız, bildiğimiz politikayı uygularız. Esastan asla taviz vermeyiz, usulen de biz bunu anlatırız. ABD’nin PYD ve YPG’ye verdiği desteğin yanlış olduğunu defalarca anlattık.
“ONAY SÜRECİNE DOĞRU GİDİYORUZ”
Yönetim hala sürecin ilerlemesini istiyor, onay sürecine doğru gidiyoruz. Finlandiya alındıktan sonra o süreç daha da hızlandı.
“BİZ SADECE ‘ÜLKENİZDEKİ TERÖR MENSUPLARINDAN KURTULUN’ DİYORUZ”
İsveç’te PKK yapılanmasıyla ilgili bir aydınlanma yaşadılar. Mevkidaşım Oscar Bey ile sürekli konuşuyoruz. Kendileri ‘PKK’nın İsveç’e bu kadar nüfuz ettiğini bilmiyorduk’ dediler. Onların mantığı şu; İsveç’e saldırmayan bir örgüt terör örgütü değildir. Onlara dedim ki ‘Biz sizden hukuk dışı, teamüllere aykırı bir şey istemiyoruz, biz sadece ülkenizdeki terör mensuplarından kurtulun’ diyoruz. Bu istediğimiz şey çok zor bir şey değil. Onların yaptığı çok daha zor bir şey.
KIZILAY ÇADIR SATTI TARTIŞMALARI: ‘YANLIŞTI, BUNU DAHA SONRA KEREM BEY SÖYLEDİ’
Çadır satma meselesi yanlıştı, bunu daha sonra Kerem Bey söyledi. Kendi kurumunu ve arkadaşlarını savunmak için yaptığı ilk açıklama yanlıştı. Bu tartışmanın uzaması, devam etmesi de birtakım hataları birbiri ardına getirdi. Bunlar üzücü Kızılay hepimizin kurumu, bizden önce de vardı, bizden sonra da devam edecek. Buna böyle bakmalıyız, kişilerin kurumlara zarar vermesine elbette izin verilmemeli. Şu anda kan acil bir ihtiyaç. Kan stokunun mutlaka tam olması lazım. Binlerce Kızılay çalışanı ve gönüllüsü sahada, hala çalışmaya devam ediyorlar, onların hakkını yemeyelim. Onlar için de zor bir dönem, Kızılay’ın böyle anılması vs. Kızılay’ın daha iyi anlatması gereken mevzulardı.
“SURİYE’DE ÜÇ TANE ÖNCELİĞİMİZ VAR”
Suriye’de üç tane önceliğimiz var; Birincisi sınır güvenliğimizin sağlanması ve terörle mücadele. İkincisi mültecilerin geri dönmeleri ama bunun gönüllü, istekli, onurlu ve güvenli şekilde yapılması. Şartlar olgunlaştığında dönüşler olacaktır. Üçüncü olarak da bu siyasi sürecin yürütülebilmesi.