21.01.2023 14:44 Son Güncelleme:
1960 Sonrası Türk Hikayeciliği Özellikleri Nelerdir?
Yaşanmış ya da yaşanması muhtemel olan olayları, insanlarda estetik zevk uyandıracak bir şekilde anlatmaya öykü ya da hikaye öykü adı verilir. İlk hikaye örnekleri ise, Tanzimat Dönemi’nde verilir ama özellikle de Cumhuriyet Dönemi’nden sonra hikaye türünde önemli bir gelişim görülmeye başlandı. 1960 sonrası Türk hikayeciliğinin özellikleri ise şunlardır;
Daha önceki dönemlerde hikayenin alt yapısı iyice geliştirildiğinden 1960’lı yıllara gelindiği zaman hikaye bağımsız bir tür olarak gelişmeye devam etmiştir. Bu dönem hikayecileri ise, toplumsal çizgide, bireysel duyarlılıkta ve milli dini çizgi gibi çeşitli anlayışlarda eserler de vermiştir.
Bu dönemde oldukça başarılı eserler verilmiştir.
Bu dönemde yazarlar postmodernizm ve modernizm akımları ile birlikte hikayeyi anlatım ve teknik olarak geliştirmişlerdir.
Bu dönem hikayelerinde farklı yönelimler dikkat çeker. Bireysel duyarlılık, milli ve dini bir anlayış ve toplumsal çizgi anlayışı vardır.
Aynı zamanda bu dönemde eser veren yazar sayısı daha da artmış ve bununla birlikte öykülerde anlayış ve konu olarak çeşitlilik ortaya çıkmıştır.
1960’lı yılların sosyal ve siyasi ortamı hikayeye taşınmıştır.
Toplumun her kesiminden kahramanlar seçilmiştir.
1960 Sonrası Türk Hikayecililiği Yazarları ve Maddeler Halinde Özellikleri
1960 sonrası hikaye yazarlarının etkilendiği edebi akımlar ise; realizm, Natüralizm, Sürrealizm şeklinde sıralanabilir. 1960 sonrası hikaye özellikleri ise maddeler halinde şunlardır;
Genellikle, varoluş, kuşak çatışması ve yalnızlık gibi çeşitli bireysel konular işlenmiştir.
Öykülerde, gözlemlere ve iç seslere yer verilmiştir.
Karakterlerin, olaylar karşısında yaşamış olduğu duygu değişimleri bilinç akışı tekniği ile okura aktarılıyor.
1960 sonrasında ise muhteva bakımından da yenilikçi öyküler yazılmıştır. Hikayelerde kişinin toplumdaki yeri sorgulanmış, yabancılaşma ve kadın – erkek eşitsizliği gibi konular da ele alınmıştır.
Bu dönemde toplumsal gerçekçi hikayeler kaleme alan yazarların sayısı da daha çok artmıştır. Bu tür hikayelerde fırsat eşitsizliği, işsizlik ve köyden kente göç gibi toplumsal konular derinlemesine analiz edilmiştir.
Bu dönem kadın yazarların sayısı da giderek artmıştır. Başta Sevim Burak, Leyla Erbil ve Ayfer Tunç olmak üzere pek çok kadın yazarın kaleme aldığı öyküler de büyük bir ilgi görmüştür.